20 Ağustos 2014 Çarşamba

başaçıkabilmek

Başaçıkabilmek  ne güzel kelimeymiş.

En kötü yanı boşanmanın ya da yalnızlığın,  tüm gün sokakta, trafikte, iş yerinde yaşadığın saçmalıkları anlatacak birinin olmaması.
Diyelim haksızlığa uğradın trafikte, eve gidince anlat birine , abart hatta , destek gör , sakinleş.
İş yerinin dedikodusunu en iyi evde yapabilirsin.
Ufak tümseklerde , birikimlerden dolayı zayıf hissettirir. Birikir de birikir..Bakmışsın ki tümsek son damla, otur ağla..
İstifamın ardından , çok gerzek bir durum oluştu. Benden arızalanmış laptop parasını talep ediyorlar. Ben de itiraz ediyorum. Bunu bir tek babama anlatabildim. Bir kaç ay uzak mesafede olacak. Tel ile anlatmakta rahatlatmıyor sanki, böyle ağzını doldura doldura , gözünü devire devire anlatamıyosun. Neyse babam tanıdığım en mantıklı insandır. Çok mantıklı şeyler söyledi. "Sıkma canını"

"Ama bu haksızlık, öyle değil mi?" Kalimero tadında dolaşmak istiyorum aslında bazen.

Babam kesmedi, oğluma anlattım. Neredeyse , dedesiyle aynı şeyleri söyledi.
"Niye önemsiyosun ki alttarafı laptop" dedi.

Her zaman akılla, sabırla, sebatla, uzun uzun düşünerek yolunu bulduğun başa çıktığın , davranış şekilleri , bazı zamanlarda çalışmıyor, işe yaramıyor, yürümüyor. Kilitlenip kalıyorsun.
O kadar basit bir konu ki ...

Dinlenmek gerekiyor. O yükleri atabilmek gerekiyor , sindirmek gerekiyor ...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder